Batı ile Batı’ya Rağmen: Çevre Ülkelerin Konumuna Parasal Bir Bakış

Günümüzün dünyasında iktisadi kalkınma akıntıya karşı yüzmek midir? Küresel boyutta asimetrik ve engelleyici güçlerden bahsedebilir miyiz? Ya da aksine gelişmenin yolu sisteme tam bir entegrasyondan mı geçiyor? Aslında bu sorular Modernleşme Okulu’nun sorgulanmaya başlandığı 1950’lerden beri literatürü bolca meşgul etmektedir. Yüzyılın ortasında kalkınmanın Merkez’e (Batı’ya) rağmen başarılabileceği tezi onunla birlikte başarılabileceği tezini yenmişti. Ne var […]

İşçilerin Refahı Neden Hepimiz İçin Önemli?

Giriş Ekonomik gidişat, son yıllarda hepimizi fazlasıyla düşündüren ve Türk kamuoyunu sürekli meşgul eden meselelerden belki de en önemlisi. Özellikle alım gücünün düşmesi, ucuz işgücü problemi, sınıfsal geçirgenliğin azalması ve zam politikalarının yetersizliği, yaklaşık 80 milyon insanı yatay kesen kritik sorunlar olarak gündemimizde yer almaya devam ediyor. Bu zamana kadar farklı cenahlardan ekonomi politikalarına dair […]

Çı̇n’ı̇n Kuşak Ve Yol Gı̇rı̇şı̇mı̇ Kapsamında Orta Asya’dakı̇ Yumuşak Gücü: Batılı Tanımların Ötesı̇

Birçok değişimden geçmiş olan Çin devleti, halen ticaretten siyasete dünya çapında etkili olmaya devam etmektedir. Çin devlet başkanı Xi Jinping’in duyurduğu büyük ‘Kuşak Yol Girişimi’ ile Çin’in ekonomik, siyasi etkisi daha sık tartışılmış, kültürel etkileşim ile Çin’in yumuşak gücü de tartışmaya açılmıştır. Çin’in yumuşak gücü, Xi’nin başlattığı Kuşak ve Yol Girişimi bağlamında tartışılsa da daha […]

Dublin’den Anadolu’ya Uzanan Bağımsızlık Hattı

Giriş Yakın dönem dünya tarihine baktığımızda, özellikle de 1. Dünya Savaşı’nın ardından belli bir hegemonik/emperyal gücün altında ezilmiş ve kimliğini korumak pahasına çeşitli yöntemlerle bağımsızlık mücadeleleri vermiş toplumların hikayelerine tanıklık ederiz. Bu mücadeleler farklı kıtaların en ücra köşelerinde, birbirinden habersiz bir grup idealist insanın kurduğu hayallerle başlamış ve günümüze kadar uzanan tarihsel bir anlatı oluşturmuştur. […]

Teoriler Arası İlişkiler ve Psikolojinin Geleceği

Hem bilimde hem de bilimsel realizmde teoriler arası ilişkilerin birleştirilmiş bir modelini savunması sürecinde Paul Churchland, eleyici materyalizme hayat vermeye teşebbüs etti. Churchland’ın eleyiciliği üç iddiaya bağlı olarak çalışmaktadır: Bazı teoriler arası bağlamların karşılaştırılamayan teorileri içerdiği, Bunun gibi bağlamların hep kaçınılmaz şekilde bir teori ya da diğerinin elenmesini gerektirdiği, ve Psikoloji ve nörobilimler arasındaki ilişkinin […]

Bebek Sanayi Hipotezi ve Ekonomik Kalkınma

Niçin bazı ülkeler kalkınır? Bu soru, uzun bir süredir sosyal bilimlerin merkezini işgal etmektedir. Durum böyle olunca da bu soruya verilmiş birçok farklı cevap mevcuttur. Verilen cevaplar; kurumlar, kültür, coğrafya vb. gibi birçok farklı başlıkta toplanabilir. Bu açıklamalar arasında, muhtemelen ezber bozucu niteliğinden dolayı özellikle en ilgi görenlerden birisi de “Bebek Sanayi Hipotezi”(“Infant Industry Argument)’dir. […]

ABD Çin’e Karşı: “İki Yaldızlı Çağ”ın Çarpışması

“Ancak maddi ve kültürel yaşamdaki tüm ilerlemelere rağmen, bir şeylerin yanlış gittiği hissi baki kaldı (…) bir vida gevşemiş ve böylece çarklar dengesini kaybetmişti. Refah, yakın geçmişte yaşanan krizin de ortaya koyduğu gibi kırılgandı. Eşitsizlik (…) her zamankinden daha belirgin hale gelmişti. Kapitalistler hükümeti kontrol ediyordu.” Bu pasajda, “American Colossus” kitabının yazarı tarihçi H.W. Brands, […]

“Halk Cahil, Demokrasi İşlemez” mi?

Türkiye’de bazı çevrelerde 1950’lerin dünyasına ait olan kalkınmacılık düşünün kırıntılarına rastlayamamak elde değil. Kalkınmacılık ideolojisi, modernleşme kuramından derinden etkilenerek kapsayıcı siyasi kurumları henüz kalkın(a)mamış ülkelerin halkları için bir lüks olarak değerlendirmiş; önce iktisadi ve toplumsal kalkınmanın gerçekleşmesi gerektiğini, ancak bunların ardından demokrasinin uygun bir rejim olabileceğini, kalkınma olmadan(bu sadece iktisaden değil, aynı zamanda kültürel olarak […]

Nöral Mantık

Önceki makalede, insanlar ve makineler arasındaki farkları sundum ve aynı zamanda bir ortak payda olarak mantıksal düşünmeyi vurguladım. Ancak ne tür bir mantıktır bu? Genelleştirilebilir ve tam mıdır? Dil modellerinden ortaya çıkan bu mantık gerçekten de insan düşüncesinin mantığı ile pek çok şekilde karşılaştırılabilirdir, özellikle soyut bir seviyede. Düşünmenin bilişsel yönleri, akıl yürütme, örüntülerin farkına […]

Merkez Bankası Bağımsızlığını Savunmak: Bir Düşünce Yazısı

20 Eylül 2024 tarihinde Dizgin’de çok ilginç bir iktisat yazısının Türkçe çevirisi yayınlandı.[1] Bahsi geçen yazıda, artık bugün neredeyse kültleşmiş bir ezbere dönüşen bağımsız merkez bankacılığı söylemi eleştirel bir biçimde masaya yatırılmaktaydı. Yazının teması ilginç olunca, ben de Twitter (X)’da kendimi tutamayıp yazının eleştirel perspektifinde ciddi eksikler olduğunu ifade ettiğim bir alıntı girdim [2], dergiden […]